ALÂEDDİN CAMİİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

ALÂEDDİN CAMİİ

Müellif: ARA ALTUN
ALÂEDDİN CAMİİ
Müellif: ARA ALTUN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1989
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/alaeddin-camii--nigde
ARA ALTUN, "ALÂEDDİN CAMİİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/alaeddin-camii--nigde (01.12.2024).
Kopyalama metni

Niğde Kalesi içinde bulunan cami, Anadolu Selçukluları’nın ulucamilerindendir. Üç satırlık mermer kapı kitâbesine göre I. Alâeddin Keykubad döneminde, onun adına Beşâre b. Abdullah (İmrahor Zeynüddin Beşâre Bey) tarafından 620 (1223) yılında yaptırılmıştır. Yine cümle kapısında niş tepesine yerleştirilmiş bulunan diğer bir kitâbeden, caminin mimarlarının “Mahmud’un oğulları Sıddık ve Gazi ustalar” şeklinde tanıtılan iki kardeş oldukları ve içeride kemer üstünde bulunan başka bir kitâbedeki “amel-i Sıddîk b. Mahmûd” ibaresinden de başmimarın Sıddık usta olduğu anlaşılmaktadır.

Tamamı düzgün kesme taştan yapılmış olan cami, doğu yönünde yan tarafa alınmış âbidevî cümle kapısıyla dikkati çeker. Yapının yüksekliğini aşan ve tamamen geometrik motiflerle süslenmiş olan bu kapıdan başka kuzey yönünde, minarenin alt köşesinde klasik Selçuklu nişi şeklinde ikinci bir kapı daha bulunmaktadır. Biraz yüksekte olan bu kapı, ahşap hatıllı özel bir mahfile açılmaktadır. Bu unsur Anadolu Türk mimarisinde camilerde görülen (Sultanbey mahfili gibi) özel mahfillerin erken örnekleri arasındadır. Silindir biçimindeki minare, iki renkli kesme taşlardan yapılmış orijinal Selçuklu sanatı örneklerindendir.

Caminin ön bölümü, mihrap duvarı boyunca çapları, yükseklikleri ve şekilleri birbirinden farklı yan yana üç kubbe ile örtülüdür. Bu bölüm, kalın ve kademeli silmelere sahip üç geniş kemerle kuzeydeki bölümlerden ayrılmakta ve mihrap önünde enine gelişen bir ana mekân meydana getirmektedir. Diğer bölümler, caminin merkezindeki küçük bir iç avlunun etrafında yer alan mihrap duvarına dik tonozlarla örtülmüş bulunan üç nef biçiminde görülebilir. Ancak, bu yapıda mihrap duvarına dik, derinliğine bir gelişme söz konusu değildir. Büyük Selçuklu cami mimarisinin izlerini taşıyan bir planlama, enine gelişen mihrap önü kubbeli cami planıyla birlikte bir deneme mahiyetinde ele alınmış olmalıdır. Bu durum, yapının Anadolu Türk mimarisinin gelişme çizgisi içindeki önemini arttıran bir özellik olarak ele alınmalıdır. Mihrap ve minber taştandır.


BİBLİYOGRAFYA

A. Gabriel, Monuments Turcs d’Anatolie, Paris 1931, I, 117-122, levha XXXIV-XXXVI.

Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, İstanbul 1973, II, 43-45.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1989 yılında İstanbul’da basılan 2. cildinde, 328 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER