BAYBURTLU ZİHNÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

BAYBURTLU ZİHNÎ

Müellif: ABDULLAH UÇMAN
BAYBURTLU ZİHNÎ
Müellif: ABDULLAH UÇMAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1992
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/bayburtlu-zihni
ABDULLAH UÇMAN, "BAYBURTLU ZİHNÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/bayburtlu-zihni (01.12.2024).
Kopyalama metni

Bayburtlu Hacı Osman Efendi’nin oğludur. Asıl adı Mehmed Emin olmasına rağmen bütün şiirlerinde Zihnî mahlasını kullanmıştır. Doğum yeri olan Bayburt’ta başladığı tahsilini Trabzon ve Erzurum medreselerinde tamamladıktan sonra yirmi yaşlarında İstanbul’a gitti. Bazı devlet büyüklerine sunduğu kasideler sayesinde Dîvân-ı Hümâyun Kalemi’ne kâtip oldu. On yıl sonra 1826’da tekrar Bayburt’a döndü. 1828-1829 Rus istilâsı sırasında memleketini terkederek Erzurum’a gitmek zorunda kalan Zihnî orada önce Moralı Derviş Paşa’nın, daha sonra Erzurum valileri Rauf, Galip ve Eğinli Sâlih paşalarla Hazinedarzâde Osman Paşa’nın kâtipliklerini yaptı. Bir süre sonra tekrar İstanbul’a gidip Çanakkale muhafızı Vâsıf Paşa’ya mektupçu oldu. 1838’de hacca gitti, geri dönüşünde tahta çıkan Sultan Abdülmecid’i bir cülûsiye ile tebrik etti. Tertip ettiği divanını 1839’da Bâbıâli’ye takdim etmesi üzerine “hocalık” rütbesiyle taltif edildi. Gözlüklü Reşid Paşa’nın divan kâtibi olarak donanmayla Akkâ’ya gitti, oradan Mısır’a geçti, Mısır’dan tekrar İstanbul’a döndü. 1846 yılında Sadrazam Sârım Paşa’nın emriyle önce Hopa, sonra Of mal müdürlüklerine tayin edildi. Vâsıf Paşa’nın Trabzon valisi olması üzerine azledilip daha sonra sırasıyla Ünye, Karaağaç, Sürmene, Vakfıkebir, tekrar Ünye mal müdürlüklerinde bulundu.

Ünye’de ikinci defa görevliyken hastalanan Zihnî istifa ederek Trabzon’a döndü (1858). Burada Bayburt’u özleyen şair kendini biraz iyi hissedince Bayburt’a dönmeye karar verdi ve bu yolculuk sırasında Trabzon’a dört saat mesafede Olasa (Maçka ilçesine bağlı Bahçekaya) köyünde bir handa vefat etti.

Zihnî, her asırda mevcut olan birçok benzeri gibi taşrada, devrinin edebî muhitlerinden uzakta yetişmiş ve bu muhitlere ancak şahsiyeti teşekkül ettikten sonra girmiştir. Bir aruz şairi olan Zihnî’nin halk şiiri geleneklerine oldukça açık bir muhitte ve devirde yetişmesi, onu hece veznini de kullanmaya yöneltmiş ve hece vezniyle yazdığı şiirler kendisini devrin en dikkate değer sanatkârları arasına koymuştur. Zihnî, hem aruz hem de hece vezninden yürüyen zevki hece vezni geleneğinde birleştirmeye çalışan ilk şairdir. Ahmet Hamdi Tanpınar onun, Bayburt’un Ruslar tarafından işgali üzerine kaleme aldığı ve Nevres Paşa tarafından şehnaz, Sadettin Kaynak tarafından da tâhir-bûselik makamında bestelenen “Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş” mısraıyla başlayan meşhur şiirinde ulaştığı şekil mükemmelliği ile koşma tarzını âdeta değiştirdiğini öne sürer.

Zihnî’de dil hece ile yazdığı şiirlerinde kısmen sade iken aruzla yazdığı şiirlerinde yer yer Türkçe olmaktan çıkar, âdeta Arapça ve Farsça söylenmiş bir mısra yapısına ulaşır. Ancak onda dil şiirin şekli ve bilhassa konusu ile yakından ilgilidir.

Daha çok içinde yaşadığı devirden ve karşılaştığı haksızlıklardan şikâyet eden hicviyeleri ve sıla hasretini dile getiren koşmalarıyla dikkati çeken Zihnî, gönlünün acılarını ve mizacının taşkınlıklarını şiirlerine dökmek suretiyle sıla hasretini dindirmeye çalışmıştır.

Eserleri. 1. Divan. Şiirlerinin çoğunluğunu aruz vezni ile yazılanlar teşkil eder. Bu vezinle yazdığı şiirlerden meydana gelen Dîvân-ı Zihnî 1839 yılında tamamlanmış, 1854’te gözden geçirilmiş ve daha sonra oğlu Ahmed Revâyî tarafından İstanbul’da yayımlanmıştır (1293).

2. Sergüzeştnâme. Yazma halinde olan bu eserin 1854’ten sonra yazıldığı tahmin edilmektedir. Müellif hattıyla olan nüshası (İÜ Ktp., İbnülemin Mahmud Kemal İnal Kitapları, nr. 2727) dışında başka nüshaları da vardır.

3. Kitâb-ı Hikâye-i Garîbe. Eserdeki olayın kahramanları, 1817’de Bayburt beylerinden olan Paşazâde Hacı Sâdullah Bey, ailesi ve özellikle başından uzun maceralar geçen Sâdullah Bey’in oğlu Abdullah Bey’dir. Yer yer divan nesrinin ağdalı ifadelerine de rastlanan eserin bitirilişi 1261 (1845) yılı olarak verilmiştir. Eserin bilinen üç nüshasından ikisi İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (TY, nr. 6649; İbnülemin Mahmud Kemal İnal Kitapları, nr. 2621), diğeri de Erzurum eski milletvekillerinden Yeşiloğlu Salih Bey’in kütüphanesinde bulunmaktadır.


BİBLİYOGRAFYA

, II, 179.

Ziyâeddin Fahri [Fındıkoğlu], Erzurum Şairleri, İstanbul 1927, s. 64-70.

a.mlf., Bayburtlu Zihnî, İstanbul 1928.

a.mlf., “Bayburtlu Zihnî ve Tezkirecilerimiz”, Halk Bilgisi Haberleri, sy. 125, İstanbul 1947, s. 12-14.

M. Fuad Köprülü, Türk Sazşâirleri, İstanbul 1940, III, 469-472.

, III, 1971-1978.

Tanpınar, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 101-104.

, s. 851-852.

Saim Sakaoğlu, Bayburtlu Zihnî, İstanbul 1988.

a.mlf. – Ali Berat Alptekin, Bayburtlu Zihni Bibliyografyası, Ankara 1990.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 229-230 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER