https://islamansiklopedisi.org.tr/berat--arnavutluk
Adriya denizine dökülen Semen (Semeni) nehrinin Osum (Usumi) kolu üzerinde ve Tomorrit dağının batı eteklerinde XIII. yüzyılda kurulmuş olan şehrin yerinde daha önce Yunanlılar’ın Antipatreia, Bizanslılar’ın Pulcheiropolis adını verdikleri eski bir yerleşim merkezinin bulunduğu sanılmaktadır. Şehrin üstündeki dağın tepesinde XIX. yüzyıla kadar stratejik önemini korumuş olan bir kale yer alır. Havası ağırca ise de etrafında bağ ve bahçeler çoktur.
Ortaçağ’da önceleri Bizans’ın, daha sonra sırasıyla Epir Despotluğu’nun, Güney İtalya’daki Angoular’ın, tekrar Bizanslılar’ın, Sırplar’ın ve son olarak da küçük bir Arnavut prensliğinin yönetimine giren Berat’ın Osmanlılar tarafından fethi, 1417’de Avlonya ile birlikte Adriyatik sahillerinin ele geçirilmesi sırasında gerçekleşti. Evrenosoğlu Îsâ Bey’in kumandasındaki Osmanlı kuvvetleri, Napoli Krallığı’ndan aldığı yardımla güç kazanan İskender Bey’i Berat şehri önünde mağlûp etmişti (26 Temmuz 1455). II. Bayezid Arnavutluk seferi (1492) sırasında burayı ziyaret etmiş ve bir İslâm şehri görünümü alması için bazı mimari eserlerin ve bu arada kendi adını taşıyacak olan caminin yapılmasını emretmiştir.
Fetih sonrası 1431-1432’de yapılan ilk tesbitlere göre 1000 kadar nüfusu bulunan Berat Rumeli eyaletinin Avlonya sancağının merkezi haline getirildi ve Sırplar’ın buraya Belgrad demelerinden dolayı Arnavut Belgradı adıyla da anılmaya başladı. XVI. yüzyılın başlarında yapılan bir sayıma göre şehirde 561 hâne bulunması, o dönemdeki nüfusunun 3000 civarında olduğunu göstermektedir. Bu nüfusla Berat’ın yalnız Arnavutluk’un değil bütün Balkanlar’ın en önemli merkezleri arasında yer aldığı söylenebilir. XVI. yüzyılın sonlarında nüfusu 6000’i geçiyordu ve bunun 2500 kadarını hıristiyan ve yahudiler teşkil ediyordu. XVII. yüzyılda nüfusu daha da arttı. Burası hakkında oldukça ayrıntılı ve ilginç bilgiler veren Evliya Çelebi, asıl şehir kısmında (büyük varoş) 5000 evin bulunduğunu, ayrıca İç Kale, Aşağı Kale ve diğer kesimlerde de evlerin yer aldığını belirtir. Bu rakamlar mübalağalı olmakla birlikte şehrin nüfusunun XVI. yüzyıla nisbetle daha da kalabalıklaşmış olduğunu gösterir. XVIII. yüzyılda ise şehirde sanat ve ticaretin oldukça geliştiği ve hâne sayısının 3000 olduğu bilinmektedir. Bundan da şehrin 15.000 kadar bir nüfusa sahip bulunduğu ve bazı kaynaklardaki iddiaların aksine, mimari eserlerinin de gösterdiği gibi Osmanlı yönetimi süresince devamlı surette gelişme kaydettiği ortaya çıkmaktadır.
Evliya Çelebi’ye göre Berat yerleşme yeri olarak dört parçaya ayrılmış durumdaydı. İç Kale kesimi surlarla çevrili olup içinde 40-50 ev, Bayezid Han Camii, cephane, ambarlar ve su sarnıçları bulunmaktaydı. Bunun dışındaki Büyük Hisar kesiminde ise 200 kadar ev ve bir harap cami, biri mâmur sekiz kilise yer almaktaydı. Buranın güney tarafındaki kayalığın altında, nehir kıyısındaki Aşağı Hisar kesiminde 70-80 ev, 80 dükkân, çarşılar, asıl şehir kısmını teşkil eden Büyük Varoş’ta mahalleler, birçok cami ve mescid bulunuyordu. Evliya Çelebi, şehrin onu hıristiyanlara, biri yahudilere, on dokuzu müslümanlara ait otuz mahalleye ayrıldığını, bunlar arasında en meşhur ve kalabalık olanlarının Murad Çelipa, Uzgurlu, Hünkâr, Vakıf, Baba Kadı, Paşmakçılar, Akmescid, Eskipazar, Güngörmez olduğunu yazar. Ayrıca aralarında Sultan Bayezid, Uzgurlu, Gazi Murad Paşa, Hünkâr veya Fethiye, Çelebi Hüseyin camilerinin bulunduğu on üç cami, on yedi mescidin, bir bedesten 700 kadar dükkân, beş medrese, iki hamamın, birçok sıbyan mektebinin yer aldığını da kaydeder. Nehrin karşı tarafında bulunan Koru Varoş’un ise 200 evlik bir yerleşme yeri olduğunu belirtir.
Önceleri Avlonya sancak beyinin oturduğu Berat şehri daha sonraki dönemlerde Yanya vilâyetine bağlı aynı adlı sancağın merkezi olmuştur. Bu sancak güneyde Ergiri sancağı, batıda Adriyatik denizi, kuzeyde İşkodra vilâyetinin Draç ve Manastır vilâyetinin İlbasan (Elbasan) sancakları, doğuda da Manastır vilâyetinin Görice sancağıyla çevrili idi ve beş kaza ile dört nahiye ve 600 köyden oluşuyordu. Nüfusunun çoğunluğu müslüman, dörtte bir kadarı da hıristiyan Arnavutlar’dan meydana geliyor ve şehirde bir Ortodoks piskoposu oturuyordu. Berat esnafı Fâtih’in verdiği bir fermana dayanarak XVIII. yüzyıla kadar özel bir statüye sahip olmuş ve seferlere katılma, bölgeyi düşman hücumlarına karşı koruma hizmetine karşılık vergiden muaf tutulmuştur. Berat Kalesi Tepedelenli Ali Paşa’nın (ö. 1822) isyanı sırasında önemli roller oynamış ve Tepedelenli ancak bu kaleyi Avlonya Mutasarrıfı İbrâhim Paşa’nın elinden aldıktan sonra bütün Toskalık’a hâkim olabilmiştir.
Berat, Balkan Savaşı sırasında Osmanlı hâkimiyetinden ayrılarak bağımsızlığını ilân eden Arnavutluk’un sınırları içinde kaldı (1912). I. Dünya Savaşı’ndan önce Avusturyalılar, savaşın sonunda da İtalyanlar tarafından işgal edilen şehir 1938 Nisanında tekrar İtalyanlar’ın eline geçti ve 1941 Ocağında İtalyanlar’la Arnavutlar arasında cereyan eden şiddetli çarpışmalara sahne oldu. Bugün 30.000’in üzerinde olan nüfusu ile Arnavutluk’un orta büyüklükteki şehirlerinden biridir.
Birçok defa onarım görmüş Ortaçağ’dan kalma kalesi ve Osmanlı mimari eserleriyle ünlü olan şehir 1965’te Ergirikasrı ile (Gjirokastra) birlikte Arnavutluk Kültür Bakanlığı tarafından müze-şehir haline getirme programına alınmış ve çalışmaların yürütülmesi amacıyla bir enstitü kurulmuştur. Bugün bu enstitü tarafından restore ettirilen eski evlerle sokakların orijinal halleri içinde korunmalarına çalışılmaktadır. Berat’taki Osmanlı yapılarının başlıcaları şunlardır: II. Bayezid Külliyesi (II. Bayezid zamanı);Feridun Bey Ânıt mezarı (1324/1906); Hacı Sinan Medresesi; Şeyh Hasan Tekkesi (Halvetiye Tekkesi, II. Bayezid zamanı); Kurşunlu Camii (1530-1540); Avlonyalı İbrâhim Paşa Camii (XIX. yüzyıl); Süleyman Paşa Camii (Bekâr Camii, 1243/1827-28); İç Kale Bayezid Camii, Hünkâr Camii (Fethiye Camii, 1417’deki fetihten hemen sonra); Berat Köprüsü (1780’de yapılmış olan bu köprü, şehrin Osum ırmağının sol kıyısında kalan hıristiyan mahallesi Goritza ile ırmağın sağ kıyısındaki müslüman mahallelerini birbirine bağlar).
BİBLİYOGRAFYA
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VIII, 688-700.
Kāmûsü’l-a‘lâm, II, 60.
Tarih ve Coğrafya Lugatı, I, 159-160.
Danişmend, Kronoloji, I, 275-276.
Hicrî 835 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-ı Arnavid (nşr. Halil İnalcık), Ankara 1954, s. 55-74.
R. I. Lawless, “Berat and Gjirocaster: Two Museum Towns of Albania”, Islam in the Balkans, Edinburgh 1979, s. 917.
N. Todorov, La ville balkanique aux XVe-XIXe siècles: Développement socio-économique et démographique, Bucarest 1980, s. 92.
Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mimârî Eserleri IV, s. 390-395.
Tuncer Baykara, Anadolu’nun Tarihî Coğrafyasına Giriş I: Anadolu’nun İdarî Taksimatı, Ankara 1988, s. 139.
M. Kiel, Ottoman Architecture in Albania 1385-1912, İstanbul 1990, s. 48-82.
G. Sratsimiri, “Aspects de l’architecture de Berat”, Studia Albanica, sy. 1, Tirana 1966, s. 159-172.
A. Bace, “La ville fortifiée de Berat”, Monumentet, sy. 2, Tiranë 1971, s. 59-62.
G. Samimi, “Etude et restauration d’une habitation type de Berat”, a.e., sy. 5-6, Tiranë 1973, s. 174-175.
M. Kemal Özergin, “Eski Bir Rûznâme’ye Göre İstanbul ve Rumeli Medreseleri”, TED, sy. 4-5 (1974), s. 263-290.
Semavi Eyice, “Mimar Kasım Hakkında”, TTK Belleten, XLIII/172 (1979), s. 767-808.
TA, VI, 143.
“Berat”, ABr., III, 621.