HASAN KÂFÎ AKHİSÂRÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

HASAN KÂFÎ AKHİSÂRÎ

Müellif: MUHAMMED ARUÇİ
HASAN KÂFÎ AKHİSÂRÎ
Müellif: MUHAMMED ARUÇİ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1997
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/hasan-kafi-akhisari
MUHAMMED ARUÇİ, "HASAN KÂFÎ AKHİSÂRÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/hasan-kafi-akhisari (01.12.2024).
Kopyalama metni

Ramazan 951’de (Aralık 1544) Bosna-Hersek’teki Akhisar (Prusac) kasabasında doğdu. Zi‘bî, Akhisârî, Bosnevî nisbeleriyle anılır. Bosna-Hersek’te Hasan Kafija Pruščak diye tanınmıştır. Büyük dedesi Yâkub, XV. yüzyılın sonlarına doğru İşkodra’dan (Arnavutluk) göç edip Akhisar’ın Zi‘b (Zîb) köyüne yerleşti. Fâtih Sultan Mehmed döneminde gerçekleşen Bosna’nın fethinden sonra 100 yaşlarında iken İslâmiyet’i kabul ettiği, ailenin Yâkuboğulları veya Dâvudoğulları kollarından bir kısmının sonraki dönemlerde Akhisar’a göç ettiği, Hasan Kâfî’nin babasının adının Turhan, dedesinin adının Dâvud olduğu rivayet edilir. 982 (1574) tarihli tahrir defterinde, Akhisar’ın Sultan Bayezid Camii mahallesinde yaşadığı kaydedilen (, nr. 535, s. 103) Dâvud oğlu Turhan’ın Hasan Kâfî’nin babası olduğu ve Hasan Kâfî’nin bu mahallede doğduğu söylenebilir. Bursalı Mehmed Tâhir’in, “Kâfî” mahlasını “ilm-i kâf”ta (?) olan mahareti veya Cemâleddin İbnü’l-Hâcib’in el-Kâfiye’sine yazdığı şerh sebebiyle aldığına dair kaydı (, I, 277) Evliya Çelebi tarafından verilen bilgiye dayanmış olmalıdır (Seyahatnâme, V, 446).

Hasan Kâfî, Niẓâmü’l-ʿulemâʾ adlı eserinin son bölümünde verdiği bilgiye göre öğrenim hayatına on iki yaşında iken Akhisar’da başladı. 974 (1566) yılında İstanbul’a giderek dokuz yıl kadar medresede okudu. Kemalpaşazâde’nin talebesi, muîdi ve fetva emini olan Hacı Efendi Kara Yılan’dan ders gördü ve hizmetinde bulundu. Emeklilik döneminde Çatalca Ali Paşa Medresesi’nde müderrislik yapan Hacı Efendi ile beraber bir süre Çatalca’da kaldı. Onun ölümünden sonra Kazasker Molla Ahmed Ensârî’den tefsir ve usûl-i fıkıh okudu. 983’te (1575) medrese tahsilini tamamlayıp doğum yeri olan Akhisar’a dönerek bir süre öğretim ve telifle meşgul oldu; Risâle fî taḥḳīḳi lafẓı Çelebî ve el-Kâfî adlı kitaplarını bu dönemde kaleme aldı. Devletin Bosna ve çevresinde Hamza Bâlî mensuplarına karşı yürüttüğü takibat sırasında Bosna’ya kadı olarak tayin edilen ve İstanbul’dan hocası olan Bâlî Efendi’nin yanında nâiblik görevini üstlendi (986/1578).

991 (1583) yılında Akhisar’a ilk kadı olarak tayin edilen Hasan Kâfî 996’da (1588) İstanbul’a gidip mülâzemete başladı ve 998 (1590) yılında Srem sancağına kadı tayin edildi. Osiek’te de (Osjek) kısa bir süre kadılık yaptı. Ertesi yıl hacca gitti. Medine’de iken Bâbürlü Sultanı Celâleddin Ekber Şah’ın hocası Mîr Gazanfer b. Ca‘fer el-Hüseynî ile tanışarak derslerine katıldı. 1000 (1592) yılında İstanbul üzerinden memleketine dönünce Akhisar yakınlarındaki bir bölgeye kadı oldu. 1003 (1594) yılının sonbaharına kadar yürüttüğü bu görevini bölgede çıkan karışıklıklar sebebiyle terkedip Akhisar’a döndü.

Hasan Kâfî, 1596’da III. Mehmed’in Eğri seferine katılmak üzere Akhisar’dan ayrıldı. Arapça olarak yazdığı Uṣûlü’l-ḥikem adlı eserini Eğri Kalesi’nin fethi ve Haçova zaferinden sonra (Safer 1005 / Ekim 1596) bazı devlet ve ordu ricâline sundu. Kendisine eseri Türkçe’ye çevirip şerhetmesi tavsiye edildi. Hasan Kâfî eserin açıklamalı tercümesini yaparak tekrar İstanbul’a gitti. Kitap Sadrazam Damad İbrâhim Paşa vasıtasıyla padişaha arzedilince müellif onun iltifatına mazhar oldu. Bu vesile ile kendisine Akhisar kadılığı tekaüden ve o bölgedeki talebeye ders okutmak şartıyla tevcih edildi. Bir süre İstanbul’da kaldıktan sonra muhtemelen Şevval 1007’de (Mayıs 1599) İbrâhim Paşa’nın kumandasındaki orduya katılarak memleketine döndü. Hasan Kâfî’nin hayatının bundan sonraki dönemi hakkında bilgiler yetersizdir. Vezîriâzam Lala Mehmed Paşa’nın Estergon Kalesi’ni muhasarası sırasında orduda bulunduğu ve bazı önemli görevler üstlendiği, bu yıllarda da eser telifini sürdürdüğü, hatta Nûrü’l-yaḳīn adlı kitabını Mehmed Paşa’ya ithaf ettiği kaydedilmektedir. Osmanlı-Habsburg mücadelesinin sona ermesinin (1606) ardından büyük bir ihtimalle Akhisar’a dönen Hasan Kâfî bundan sonraki yıllarını eser yazmak ve ders okutmakla geçirmiştir.

Kaynaklarda Hasan Kâfî’nin 15 Şâban 1025 (28 Ağustos 1616) tarihinde vefat ettiği kaydedilmektedir (Kâtib Çelebi, I, 380; Atâî, s. 584; , I, 277). Ancak Niẓâmü’l-ʿulemâʾ adlı eserinin muhtemelen bir öğrencisi tarafından istinsah edilen nüshasında (Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 946, vr. 49) vefatıyla ilgili birkaç beyit, yanına da 16 Ramazan 1024 (9 Ekim 1615) tarihi kaydedilmiştir (Šabanović, s. 176; Nakićević, Hasan Kafija Pruščak Pionir, s. 40, 41). Akhisar’da yaptırdığı caminin yanında bulunan medresenin bitişiğindeki türbeye defnedilen Hasan Kâfî’nin kabri bugün de halk tarafından ziyaret edilmektedir. Akhisar’da 1937 yılında Hasan Kâfî adına bir dernek (Društvo Hasan Kafija) ve bir kültür merkezi kurulmuş, ancak II. Dünya Savaşı esnasında ve sonrasında bu kurumun faaliyetleri yasaklanmıştır. Bugün Saraybosna’da bir cadde onun adını taşımaktadır. Hasan Kâfî’nin hayatı ve eserleri, 1995’ten itibaren Bosna-Hersek Devleti’nin resmî eğitim programına alınmış ve lise ders kitaplarında okutulmaya başlanmıştır.

Evliya Çelebi, Hasan Kâfî’nin Akhisar’da bir cami, medrese, tekke, han, sıbyan mektebi, çeşme yaptırdığını ve bunlar için vakıflar tahsis ettiğini söyler. Bu tesisler etrafında oluşan mahalleler Nevâbâd (Novo Mjesto) adıyla anılmıştır (bugünkü Prusac’ta Srt [Sırt] mahallesinin üst tarafındadır). Tekkenin Halvetiyye tarikatına ait olduğunu belirten Evliya Çelebi, hanın kapısı üzerindeki kitâbeye dayanarak söz konusu binanın 1021’de (1612) inşa edildiğini kaydeder (Seyahatnâme, V, 445-446). Camide bulunan levhalardaki imzadan Hasan Kâfî’nin hat sanatıyla da meşgul olduğu anlaşılmaktadır (Nametak, Çevren, VII/4, s. 39).

Eserleri. Hasan Kâfî Arapça olarak dil, mantık, kelâm, fıkıh, biyografi ve siyaset alanlarında on sekiz eser kaleme almıştır. Bu eserlerin bir kısmı Bosna-Hersek’te yakın zamanlarda Boşnakça’ya tercüme edilmiştir.

A) Dil. 1. Risâle fî taḥḳīḳi lafẓı Çelebî (Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 946; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3814; Amasya Beyazıt İl Halk Ktp., nr. 918/11). Çelebi kelimesinin etimolojisine dair küçük bir risâle olup Boşnakça tercümesi Fehim Nametak tarafından Izabrani Spisi adlı kitap içinde yayımlanmıştır (s. 87-89).

2. Temḥîṣü’t-Telḫîṣ fî ʿilmi’l-belâġa (Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 1689; Köprülü Ktp., Mehmed Âsım Bey, nr. 486; ayrıca bk. Šabanović, s. 178). Hatîb el-Kazvînî’nin Telḫîṣü’l-Miftâḥ adlı eserinin muhtasarıdır

3. Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ.

B) Mantık. 1. Muḫtaṣarü’l-Kâfî mine’l-manṭıḳ (Orijentalni Institut u Sarajevu, nr. 591; Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 780; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/5). Bir mukaddime ile beş bölümden oluşan eserin adını müellif bazı nüshalarında Kâfî fi’l-manṭıḳ şeklinde zikretmiştir (, I, 42). Dipnotlarla zenginleştirilmiş Boşnakça bir tercümesi Amir Ljubović tarafından yapılmıştır (Izabrani Spisi, s. 61-85).

2. Şerḥu Muḫtaṣari’l-Kâfî mine’l-manṭıḳ. Bir önceki eserin “et-Tasavvurât” adlı bölümünün şerhi olup herhangi bir nüshası tesbit edilememiştir. Müellifi tarafından haber verilen eser Akhisar kadılığına tayininde (991/1583) yazılmıştır (Šabanović, s. 187).

C) Kelâm. 1. Ravżâtü’l-cennât fî uṣûli’l-iʿtiḳādât (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 3670/3; İÜ Ktp., AY, nr. 3822; ayrıca bk. a.g.e., s. 183). Akaide dair konuları ihtiva eden eser Mahmud Esad Seydişehrî tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve Mehmed Birgivî’ye nisbet edilerek yayımlanmıştır (İstanbul 1305). Bu tercümeye yapılan şerhin kime ait olduğu bilinmemektedir (a.g.e., s. 183; krş. Okić, sy. 21, s. 327-328). Eser Mehmet Hanciç tarafından Boşnakça’ya çevrilmiştir (Kalendar Gajret za 1940 godinu, Sarajevo 1939, s. 34-63; 2. bs. nşr. B. Kalajdžić, Sarajevo 1943).

2. Ezhârü’r-ravżât fî şerḥi Ravżâti’l-cennât (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 2800, 3240; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 1354, 4343; İÜ Ktp., AY, nr. 2589, 5235; ayrıca bk. Šabanović, s. 184).

3. Nûrü’l-yaḳīn fî uṣûli’d-dîn (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 764, vr. 45b-130a; ayrıca bk. a.g.e., s. 185). Estergon Kalesi’nin muhasarası esnasında (1014/1605) kaleme alınıp Lala Mehmed Paşa’ya ithaf edilen eser Tahâvî’nin Risâle fî uṣûli’d-dîn adlı kitabının şerhidir. Başagiç, T. Okiç ve M. Hanciç tarafından Hasan Kâfî’ye nisbet edilen el-Münîre adlı akaid kitabı Şabanoviç’e göre Kemalpaşazâde’ye aittir (Handžić, Književni Rad, s. 107; a.mlf., el-Cevherü’l-esnâ, s. 67; Šabanović, s. 185). Risâle fî ahvâli ehli’l-ehvâi ve’l-bida‘ adlı eserin Hasan Kâfî’ye nisbet edilmesi de (, I, 260) yanlıştır.

D) Fıkıh. 1. Semtü’l-vüṣûl ilâ ʿilmi’l-uṣûl. Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin fıkıh usulüne dair Menârü’l-envâr adlı eserinin muhtasarı olup Beyazıt Devlet (Bayezid, nr. 1851/1) ve İstanbul Üniversitesi (AY, nr. 5317) kütüphanelerinde birer nüshası mevcuttur (diğer nüshaları için bk. Šabanović, s. 181).

2. Şerḥu Semti’l-vüṣûl ilâ ʿilmi’l-uṣûl (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 466; Nuruosmaniye Ktp., nr. 1336; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/2; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 517, 4557; diğer nüshaları için bk. a.g.e., s. 181-182). İstanbul ve Rumeli ulemâsının tavsiyesi üzerine önceki esere şerh olarak yazılmıştır. Muhammed Sâlih Debdûb bu iki eseri, Medine’deki Ârif Hikmet Kütüphanesi’nde bulunan birer nüshasına dayanarak el-Câmiatü’l-İslâmiyye’de yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlamıştır (Medine 1992).

3. Ḥadîḳatü’ṣ-ṣılât fî şerḥi Muḫtaṣari’ṣ-ṣalât (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 719; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/4, 2010; Âtıf Efendi Ktp., Âtıf Efendi, nr. 867). Kemalpaşazâde’nin Muḫtaṣarü’ṣ-ṣalât adlı eserinin şerhi olup Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’ndeki iki nüshasına dayanılarak (R-4478 ve R-2946) eser üzerinde Mustafa Jahić tarafından bir araştırma yapılmıştır (bk. bibl.).

4. Risâle fî ḥâşiyeti Kitâbi’d-Daʿvâ li-Ṣadrişşerîʿa. Burhânüşşerîa Mahmûd b. Sadrüşşerîa el-Evvel’e ait Viḳāyetü’r-rivâye üzerine torunu Sadrüşşerîa es-Sânî tarafından yapılan şerhin kısmî bir hâşiyesidir (yazma nüshaları için bk. Izabrani Spisi, s. 166; Šabanović, s. 180).

5. Seyfü’l-ḳuḍât fi’t-taʿzîr. Hanefî mezhebinin zina konusundaki görüşlerini eleştirenlere cevap olarak kaleme alınmıştır (yazma nüshaları için bk. Izabrani Spisi, s. 167; Šabanović, s. 180). Eserin dipnotlar eklenmiş Boşnakça tercümesi Amir Ljubović ve Fehim Nametak tarafından yapılmıştır (Izabrani Spisi, s. 115-117). Hasan Kâfî’nin, Hanefî fakihlerinden Kudûrî’nin el-Muḫtaṣar’ı üzerine dört ciltlik bir şerh yazdığı, eserin bir nüshasının Bursa’daki bir kütüphanede bulunduğu söylenmişse de (Šabanović, s. 181) bugüne kadar nüshasına rastlanmamıştır. Eser, büyük bir ihtimalle Nev‘îzâde Atâî’nin kaydına dayanılarak (Zeyl-i Şekāik, s. 584; ayrıca bk. Kâtib Çelebi, I, 380-381) sonraki kaynaklarda zikredilmiştir. Mehmet Hanciç’in bahsettiği (el-Cevherü’l-esnâ, s. 67) Risâle fî baʿżı mesâʾili’l-fıḳh adlı eserin de herhangi bir nüshasına tesadüf edilmemiştir.

E) Biyografi. Niẓâmü’l-ʿulemâʾ ilâ ḫâtemi’l-enbiyâʾ (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. 753; Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 946, 3673; Orijentalni Institut u Sarajevu, nr. 252; ayrıca bk. Izabrani Spisi, s. 173; Šabanović, s. 188). Müellif bu eserinde, Hz. Peygamber’in sîretini anlattıktan sonra Ebû Hanîfe’den itibaren kendi hocası Hacı Efendi Kara Yılan’a kadar meşhur Hanefî fakihlerinin biyografilerini kısaca zikretmiş, son kısmında da kendisinin ve meşhur üç öğrencisinin biyografisini vermiş, böylece otuz başlık altında otuz altı kişinin hayatını anlatmıştır. 1007-1008 (1599-1600) yıllarında tamamlanan eser Damad İbrâhim Paşa’ya ithaf edilmiştir. Mehmet Hanciç tarafından Boşnakça’ya çevrilerek önce “Nizam ul-ulama‘ ile hatam il enbija” başlığı altında (“Niz učenjaka do posljednjeg Božijeg Poslanika”, Novi Behar, Sarajevo, VIII/1934-1935), daha sonra ayrı baskı olarak (Posebno İzdanje, Sarajevo 1935) yayımlanmıştır. Eserin dipnotlarla zenginleştirilmiş yeni bir Boşnakça tercümesi de Fehim Nametak tarafından Izabrani Spisi adlı eser içerisinde neşredilmiştir (Sarajevo 1983, s. 125-154).

F) Siyaset. Uṣûlü’l-ḥikem fî niẓâmi’l-ʿâlem. Hasan Kâfî’nin devlet düzeni hakkında kaleme aldığı bu kitabı eserleri içinde en tanınmışıdır. Müellif eseri 1004’te (1596) önce Arapça olarak kaleme almış, bir yıl sonra da Türkçe açıklamalı tercümesini yapmıştır (her iki metni bir araya getiren nüsha için bk. Nesâih-i Cündiyye-i Mülûk, Âtıf Efendi Ktp., nr. 2852, vr. 33a-60b). Girişten sonra bir mukaddime, dört bölüm (asl) ve bir hâtimeden oluşan eserin girişinde telif sebebi anlatılmış, mukaddime kısmında ise toplum çeşitli gruplara ayrılmıştır. Eserin birinci bölümünde devletin düzenini sağlayan hususlar, ikinci bölümde istişare, re’y ve tedbir, üçüncü bölümde harp aletlerinin kullanılmasının gerekliliği, dördüncü bölümde zafer ve hezimete sebep olan konular ele alınmıştır; hâtimede ise barış ve antlaşma konularına dair meseleler incelenmiştir. Müellif eserin telif sebebini, Osmanlı Devleti’nde 1572 yılından itibaren birbiri ardınca meydana gelen felâketlerin, başarısızlıkların ve karışıklıkların ortaya çıkmasının sebeplerini tesbit ederek bunlara çare bulmak şeklinde açıklamaktadır. Devrinin diğer bazı müellifleri gibi Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan Hasan Kâfî’ye göre adalet bozulmuş, idarede ihmal ve suistimaller meydana gelmiş, dürüst ve işinin ehli olmayan kimseler çeşitli görevlere getirilmiştir. Devlet adamları ulemânın görüşlerine itibar etmez olmuş, askerî alanda özellikle savaş aletlerinin kullanılmasında ihmalkâr davranılmış, rüşvet yaygınlaşmıştır. Hasan Kâfî’nin en dikkat çekici tesbiti, yeni savaş teknikleri ve silâhların ortaya çıkışı ile Avrupa’nın üstünlük kazanması ve Osmanlı askerlerinin buna uyum sağlayamamasıdır. Bir başka önemli konu, eski sınıflandırmaya uyularak Osmanlı toplumunun dört gruba ayrılmasıdır (padişah ve idareciler, ulemâ, ziraat erbabı / reâyâ, zanaat ve ticaret ehli). Hasan Kâfî, bunların dışında kalanların da bu sınıflardan birine girmesi gerektiğini söyler. Üzerinde durulması gereken bir diğer husus da müellifin savaş ve barış hakkındaki görüşleridir. Savaş acı ve zordur, barış ise emniyet ve rahatlık sağlar; barış isteyen bir milletle savaş yapmak büyük hatadır; ahdi bozmak da aynı şekilde hata olduğu gibi büyük bir günahtır. İhtiva ettiği konular, meselelere yaklaşımı ve değerlendirmeleri bakımından dikkat çeken bu risâlesinin Türkiye’de ve Türkiye dışında pek çok yazma nüshası bulunmaktadır (Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Askerlik, nr. 70; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2879; Âtıf Efendi Ktp., nr. 1726, 2852; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/3, 3903; İÜ Ktp., TY, nr. 1808, 3484, 3678; ayrıca bk. Izabrani Spisi, s. 168-169; Šabanović, s. 190-191). Yer ve tarih belirtilmeden yapılan taş baskısından sonra düzeltilerek Tevfik imzası ile Asır gazetesinde tefrika edilen (1287) ve ardından basılan (İstanbul 1287) eseri Mehmet İpşirli Latin harfleriyle neşretmiştir (bk. bibl.). Ahmed Reşid Paşa tarafından Arapça’sı ile birlikte yayımlanan eserin (Hicaz Vilâyet Matbaası, 1331) edisyon kritikli Arapça metnini Ömer Nakiçeviç (el-Mecelletü’t-târîḫiyyetü’l-Mıṣriyye, XVIII, Kahire 1971, s. 244-264) ve İhsan Sıdkī el-Amd (Küveyt 1987) neşretmiştir. Risâleyi Garcin de Tassy Fransızca’ya (Journal Asiatique, Paris 1824, IV, 213-226, 283-290), Imre Karácson Macarca’ya (Budapest 1909), L. von Thallóczy ve E. von Karácson Almanca’ya (1. bs., Archiv für slavische Philologie, XXXII, s. 139-158; 2. bs., Illyrisch-Albanische Forschungen, München-Leipzig 1916, s. 537-563) ve Safvet-beg Bašagić Boşnakça’ya (Sarajevo 1919) tercüme etmiş, eserin dipnotlar eklenmiş yeni bir Boşnakça çevirisi de Amir Ljubović tarafından (Izabrani Spisi, s. 91-112) yapılmıştır (bk. bibl.). Mustafa Sarıbıyık eser üzerinde bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (bk. bibl.).

Bursalı Mehmed Tâhir’in Hasan Kâfî’ye nisbet ettiği Eğri Melhamesi Târihçesi adlı eseri (, I, 277) Mehmet Hanciç Târîḫu Ġazveti Eġrî adıyla zikretmişse de (el-Cevherü’l-esnâ, s. 69) yazma nüshasına rastlanmamıştır (Šabanović, s. 192). İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde Hasan Kâfî adına kayıtlı (TY, nr. 468) Lugat-ı Müşkilküşâ adlı eser Hasan b. Hüseyin b. İmâd el-Karahisârî’ye aittir. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler yazan Hasan Kâfî’nin yirmi kadar şiiri günümüze ulaşmıştır (a.g.e., s. 177).


BİBLİYOGRAFYA

, nr. 58, s. 18, 108, 110; nr. 211, s. 137; nr. 535, s. 103.

Hasan Kâfî, Niẓâmü’l-ʿulemâʾ, Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 946, vr. 49.

a.mlf., Risâle fî taḥḳīḳi lafẓı Çelebî (trc. Amir Ljubović – Fehim Nametak, Izabrani Spisi içinde), Sarajevo 1983, tür.yer.

a.mlf., “Nizām al-ālem, Historijsko-politička rasprava” (trc. Safvet-beg Bašagić), Glasnik Zemaljskog Muzeja u Bosne i Hercegovini, XXXI, Sarajevo 1919, s. 165-181.

, I, 380-381.

, V, 445-446.

, s. 283, 583-584.

, I, 277.

, II, 130.

I. v. Karácson, Ay Egri török emlekerat a kormanyzas modjarol. Eger vara el-foglalasa alkalmaval az 1596, evban irta Molla Haszan elkjafi, Budapest 1909, tür.yer.

, s. 144-145.

Mehmet Hanciç, Književni Rad Bosansko-Hercegovačkih Muslimana, Sarajevo 1934, s. 9, 10-11, 21, 43, 44, 72, 104, 106-107.

a.mlf., el-Cevherü’l-esnâ fî terâcimi ʿulemâʾi ve şuʿarâʾi Bosna (nşr. Abdülfettâh M. el-Hulv), Kahire 1413/1992, s. 61-71.

, II, 659.

, I, 291-292.

, I, 42, 260.

Hazim Šabanović, Književnost Muslimana BiH na Orijentalnim Jezicima, Sarajevo 1973, s. 153-192.

Omer Nakićević, Hasan Kafija Pruščak Pionir Arapsko-Islamskih Nauka u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 1977, tür.yer.

a.mlf., “eş-Şeyḫ Ḥasan Kâfî el-Aḳḥiṣârî ve risâletühû Uṣûlü’l-ḥikem fî niẓâmi’l-ʿâlem”, el-Mecelletü’t-târîḫiyyetü’l-Mıṣriyye, XVIII, Kahire 1971, s. 227-264.

Safvet-beg Bašagić, Bošnjaci i Hercegovci u Islamskoj Književnosti, Sarajevo 1986, s. 82-90.

Mustafa Jahić, “Bašća namaza Hasana Kafije Pruščaka”, Takvim, Sarajevo 1987, s. 62.

Mustafa Sarıbıyık, Hasan Kâfî Akhisârî’nin Usûlü’l-hikem fî nizâmi’l-âlem Adlı Eseri Üzerinde Bir Tetkik (yüksek lisans tezi, 1989, SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü), tür.yer.

J. Just Witkam, “Hasan Kāfī al-Aqhisārī and his Nizām al-‘Ulamā’ ilâ Kātam al-Anbiyā”, Manuscripts of the Middle East, Leiden 1989, IV, 85-114.

, I, 93.

Smail Balić, Das Unbekannte Bosnien: Europas Brücke zur islamischen Welt, Köln-Wien 1992, s. 229-231.

Nathalie Clayer, “Mystiques”, État et société, Leiden 1994, s. 98-104.

Garcin de Tassy, “Principes de sagesse, touchant l’art de gouverner par Rizwan-ben-abdoul Ac-hissari”, , IV (1824), s. 213-226, 283-290.

L. von Thallóczy – E. von Karácson, “Eine Staatsschrift des bosnischen Mohammedaners Molla Hassan Elkjáfi ‘über die Art und Weise des Regierens’”, Archiv für slavische Philologie, XXXII, Berlin 1911, s. 139-158 (aynı makale: Illyrisch-Albanische Forschungen [ed. L. von Thallóczy], München-Leipzig 1916, s. 537-563).

M. Tajjib Okić, “Hasan Kjafi Pruščak - Naš Najveci Mislilac XVI vijeka”, Gajret, sy. 21, Sarajevo 1.11.1927, s. 327-329.

Karel Petráček, “Die Chronologie der Werke von Hasan al-Kâfî al-Aqhisârî”, , XXVII/4 (1959), s. 407-412.

Mahmud Traljić, “Orijentalna rukopisna djela domačih autora u Narodnoj Biblioteci Bosne i Hercegovine”, Bibliotekarstvo (Časopis Društva Bibliotekara Bosne i Hercegovine), XVI/4, Sarajevo 1970, s. 55-64.

Béchir Tlili, “Aux origines de la pensée réformiste ottomane moderne: Un important document du Sayh al-Aqhisari (XVII s)”, Revue de l’Occident musulman et de la Méditerranée, sy. 18, Aix-en-Provence 1974, s. 131-148.

Fehim Nametak, “Traktat o Izrazu Čelebi od Hasana Kafije Pruščaka i kasnija upotreba te riječi”, , sy. 2-3 (1974), s. 33-40.

a.mlf., “Yaşam Öykücüsü Olarak Hasan Kafi Prusaç (Akhisari)”, Çevren, VII/4, Priştine 1980, s. 35-49.

a.mlf., “Hasan Kafija Pruščak - Život i Djelo”, Dijalog, sy. 1-2, Sarajevo 1995, s. 199-203.

Amir Ljubović, “Osvrt na monografiju o Hasanu Kafiji Pruščaku”, , XXV (1976), s. 337-349.

a.mlf., “Jedan autograf Hasana Kafije Pruščaka”, a.e., XXVII-XXIX (1980), s. 123-134.

a.mlf., “Bibliografija radova Hasana Kafije Pruščaka”, Život, LVII/2, Sarajevo 1980, s. 217-227.

a.mlf., “Filozofsko-Politički Spisi Hasana Kafije Pruščaka”, Dijalog, sy. 1-2, Sarajevo 1995, s. 204-208.

Esad Duraković, “Pruščakovi radovi o Arapskoj retorici”, a.e., s. 209-213.

Sulejman Grozdanić, “Hasan Kafija Pruščak-Naučnik, Mislilac i Društveni Reformator”, a.e., s. 225-228.

Igor Primorac, “Od Prušcaka do Whiteheada: Jedna neobična knjiga o savremenoj filozofiji”, Theorija, XIX/1-2, Beograd 1976, s. 137-143.

Muhamed Ždralović, “Djela Hasana Kafija u Orijentalnoj zbirci JAZU”, Život, LII/9, Sarajevo 1977, s. 289-303.

Mehmet İpşirli, “Hasan Kâfî el-Akhisarî ve Devlet Düzenine Ait Eseri: Usûlü’l-hikem fî nizâmi’l-âlem”, , sy. 10-11 (1981), s. 239-278.

a.mlf., “Çelebi”, , VIII, 259.

Muharem Omerdić, “Doprinos Hasana Kafije Pruščaka teološkim i šerijatsko-pravnim znanostima”, Glasnik, sy. 1-3, Sarajevo 1995, s. 27-36.

İhsân Sıdkî, “Aḳḥiṣârî”, Mevsûʿatü’l-ḥaḍâreti’l-İslâmiyye, Amman 1993, s. 409-411.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 16. cildinde, 326-329 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER