İBNÜ’l-CEVHERÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

İBNÜ’l-CEVHERÎ

ابن الجوهري
Müellif: HACI MEHMET GÜNAY
İBNÜ’l-CEVHERÎ
Müellif: HACI MEHMET GÜNAY
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1999
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ibnul-cevheri
HACI MEHMET GÜNAY, "İBNÜ’l-CEVHERÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ibnul-cevheri (01.12.2024).
Kopyalama metni

1151’de (1738) doğdu. Kıymetli taş alım satımıyla meşgul olan dedesine nisbetle İbnü’l-Cevherî lakabıyla tanınır. Kendisi gibi ilimle uğraşan üç kardeşin en küçüğü olduğu için de Cevherî es-Sagīr diye anılır. Babası Ezher âlimlerinden muhaddis, fakih ve usulcü Ahmed el-Cevherî’dir. İbnü’l-Cevherî ilk eğitimini babasından ve ağabeyinden aldıktan sonra Halîl el-Mağribî, Muhammed el-Fermâvî, Hasan b. İbrâhim el-Cebertî, Ali es-Saîdî ve Muhammed el-Melevî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Atıyye el-Üchûrî’nin fıkıh ve usul derslerine katılarak icâzet aldı. 1168 (1755) yılında babasıyla birlikte gittiği Mekke’de Seyyid Abdullah b. İbrâhim el-Mîrganî ile görüşerek ondan faydalandı. Tahsilini tamamladıktan sonra Kahire’de Eşrefiyye Medresesi’nde müderris oldu. Babasının 1182’de (1768-69) ölümünün ardından onun yerine ders veren büyük ağabeyi de 1187 (1773-74) yılında vefat edince Ezher’de ve ramazan süresince Meşhed-i Hüseynî’deki ders halkalarının başına İbnü’l-Cevherî geçirilmek istenmişse de kendisi bunu kabul etmeyerek Eşrefiyye Medresesi’ndeki derslerine devam etti. 1187’de (1774) ikinci defa hacca gitti ve bir yıl kadar Hicaz’da kaldı. Bu süre içerisinde Harem-i şerif’te ders okuttu. Memleketine döndükten sonra vaktinin çoğunu inzivâda geçirmeye başladı. Sade bir hayat yaşamasına rağmen halk kendisine büyük teveccüh gösterdi ve şöhreti Mısır dışındaki İslâm ülkelerinde de yayıldı.

İbnü’l-Cevherî, 1199 (1784-85) yılında Mısır emîrleri arasında çıkan iktidar mücadelelerinden bunalınca ailesini de yanına alarak tekrar hacca gitti ve Mekke’de ikamet etmeye karar verdi. Ancak bir yıl sonra Kahire’ye döndü. Burada inzivâ hayatını devam ettirmekle birlikte Eşrefiyye’de ve diğer bazı yerlerde derslerini sürdürdü. Bu arada Ezher şeyhi seçimlerinde de belirleyici bir rol üstlendi. Ahmed ed-Demenhûrî’nin 1192’de (1778) vefatı üzerine İbrâhim Bey ve diğer bazı önde gelen kişiler anlaşarak Hanefî müftüsü Abdurrahman el-Arîşî’yi onun yerine getirmek istediler. O zamana kadar Ezher şeyhleri Şâfiîler’den seçildiği için bu mezhebe mensup âlimler İbnü’l-Cevherî’ye Ezher şeyhi olmasını teklif ettiler. İbnü’l-Cevherî bu görevi kabul etmemekle birlikte yönetimi etkileyerek Ahmed el-Arûsî’nin Ezher şeyhi seçilmesini sağladı (Ali Paşa Mübârek, IV, 70-72). Daha sonraki şeyhlerin görevlendirilmesinde de önemli rol oynadı. Ahmed el-Arûsî’nin vefatı sırasında Mısır dışında bulunduğundan yeni şeyhü’l-Ezher’in tayini İbnü’l-Cevherî’nin dönüşüne kadar bekletildi ve ardından onun tasvibiyle bu göreve Abdullah eş-Şerkāvî getirildi.

Fransızlar 1213 (1798) yılında Mısır’ı işgal edince birçokları gibi İbnü’l-Cevherî’nin de evi ve kitapları yağma edildi. Çeşitli sıkıntılarla karşılaştı ve 11 Zilkade 1215’te (26 Mart 1801) vefat etti; Derbişemsüddevle’deki Kādiriyye Zâviyesi’nde babasının ve ağabeyinin yanına defnedildi. İbnü’l-Cevherî ilminin yanı sıra zekâsı, güzel ahlâkı, zühd ve takvâsıyla toplumun teveccühünü kazanmış, yöneticiler katında etkili olmakla birlikte makam ve mevkiye önem vermediği için o dönemde Mısır’da idareyi elinde tutan Memlük beylerine fazla yaklaşmamıştır.

Eserleri. 1. Ḥâşiye ʿalâ Ġāyeti’l-vüṣûl şerḥi (ilâ) Lübbi’l-uṣûl. Zekeriyyâ el-Ensârî’nin, Tâceddin es-Sübkî’ye ait Cemʿu’l-cevâmiʿi ihtisar ettiği Lübbü’l-uṣûl’e kendi yazdığı şerhin hâşiyesidir (Kahire 1310, 1330, 1360/1941).

2. İtḥâfü üli’l-elbâb bi-şerḥi mâ yeteʿallaḳu fî şeyʾin mine’l-iʿrâb (Kahire 1278).

3. Ḥilyetü ẕevi’l-efhâm bi-taḥḳīḳi delâleti’l-ʿâm (Mektebetü’l-Haremi’l-Mekkî, nr. 3915/9 [mikrofilm]).

4. er-Ravżü’l-vesîm fi’l-müftâ bih mine’l-meẕhebi’l-ḳadîm (Dımaşk, Mektebetü’l-Esedi’l-vataniyye, nr. 6026).

5. İtḥâfü’r-râġıb bi-şerḥi Nehci’ṭ-ṭâlib li-eşrefi’l-meṭâlib (Mektebetü’l-Esedi’l-vataniyye, nr. 6347).

6. Ḫulâṣatü’l-beyân fî keyfiyyeti s̱übûti ṣıyâmi ramażân.

7. Naẓmü’l-cevâhiri’l-îmâniyye fî şerḥi’l-ʿAḳāʾidi’n-Nesefiyye.

8. İtḥâfü’r-rifâḳ bi-beyâni aḳsâmi’l-iştiḳāḳ.

9. Mens̱ûrü’l-mens̱ûr fî mesʾeleti’s-sâcûr.

10. Fetḥu’r-rahmân fî sühûlâti’t-teveccüh ve itmâmi’l-erkân.

11. Merḳa’l-vüṣûl ilâ maʿne’l-uṣûlî ve’l-uṣûl (bu eserlerin yazma nüshaları için bk. GAL Suppl., II, 744).

İbnü’l-Cevherî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Şerḥu’l-Muʿcemi’l-vecîz li’s-Seyyid ʿAbdillâh el-Mîrġanî, Nehcü’ṭ-ṭâlib fî eşrefi’l-meṭâlib, Menhecü’ṭ-ṭâlibîn fî muḫtaṣarı Minhâci’l-ʿâbidîn, Şerḥu’l-Cezeriyye, Şerḥu Lâmiyyeti Ebi’l-ʿAbbâs el-Cezâʾirî, Şerḥu Münḳıẕeti’l-ʿabîd (babasının akaide dair eserinin şerhidir), Şerḥu ʿAḳīdeti’t-tevḥîd, el-Lemʿatü’l-elmaʿiyye fî ḳavli’ş-Şâfiʿî bi-İslâmi’l-Ḳaderiyye, ed-Dürrü’n-naẓîm fî taḥḳīḳi’l-kelâmi’l-ḳadîm, İtḥâfü’s-sâʾil bi-ecvibeti’l-mesâʾil.


BİBLİYOGRAFYA

, II, 440-442.

Ali Paşa Mübârek, el-Ḫıṭaṭü’t-Tevfîḳıyye, Kahire 1306, IV, 70-72, 165-166.

Fihrisü’l-kütübi’l-ʿArabiyyeti’l-maḥfûẓa bi’l-Kütübḫâneti’l-Mıṣriyye, Kahire 1306, III, 225.

, I, 486, 722.

, II, 106, 744.

, I, 453; II, 116, 411.

, II, 352-353.

Fihrisü’l-Ḫızâneti’t-Teymûriyye, Kahire 1367/1948, III, 66.

, I, 558.

Halîl Merdem Bek, Aʿyânü’l-ḳarni’s̱-s̱âlis̱ ʿaşer fi’l-fikr ve’s-siyâse ve’l-ictimâʿ (nşr. Adnân Merdem Bek), Beyrut 1977, s. 161.

, VI, 16.

Abdullah b. Abdurrahman el-Muallimî, Muʿcemü müʾellifî maḫṭûṭâti Mektebeti’l-Ḥaremi’l-Mekkiyyi’ş-şerîf, Riyad 1416/1996, s. 52.

, I, 662-663.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1999 yılında İstanbul’da basılan 20. cildinde, 541-542 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER