Müellifin telif ettiği maddeler veya madde bölümleri
ACBÜ’z-ZENEBİnsanın ilk yaratılışında ve öldükten sonraki dirilişinde bedenin özünü oluşturduğu kabul edilen madde.
ADEMKelâm ve felsefede “varlık” kavramının karşıtı olarak kullanılan terim.
ADNCennetin en yüksek mevkiine veya değişik yerlerinin tamamına verilen ad.
AHVALAllah’ın sıfatları ve ontoloji konularıyla ilgili olarak bazı kelâm bilginlerinin ortaya attığı teorinin adı.
AKĀİDÜ İBNİ’l-ARABÎMuhyiddin İbnü’l-Arabî’nin (ö. 638/1240) akaide dair üç risâlesinin ortak adı.
AKĀİDÜ’n-NESEFÎEbû Hafs Necmeddin Ömer b. Muhammed en-Nesefî’nin (ö. 537/1142) akaide dair risâlesi.
AKĀİDÜ’s-SENÛSÎEş‘arî âlimlerinden Ebû Abdullah Muhammed b. Yûsuf es-Senûsî’nin (ö. 895/1490) akaide dair dört eserinin ortak adı.
AKIL / 2. Bölüm: KELÂMİnsanı diğer canlılardan ayıran ve onu sorumlu kılan temyiz gücü, düşünme ve anlama melekesi.
AKĪDETÜ İBNİ’l-HÂCİBMâlikî âlimlerinden Ebû Amr Osman b. Ömer b. Hâcib’in (ö. 646/1248) akaide dair risâlesi.
el-AKĪDETÜ’r-RÜKNİYYEMâtürîdî âlimlerinden Rükneddin Ubeydullah b. Muhammed es-Semerkandî’nin (ö. 701/1301) akaide dair eseri.
el-AKĪDETÜ’ş-ŞEYBÂNİYYEKādiriyye tarikatı şeyhlerinden Ebû Muhammed Yûnus b. Yûsuf eş-Şeybânî’nin (ö. 619/1222) akaide dair manzum risâlesi.
AKLİYYÂTAklın bilgi edinme alanları veya akılla elde edilen bilgiler mânasında kullanılan terim.
A‘LÂMÜ’n-NÜBÜVVEİsmâiliyye âlimlerinden Ebû Hâtim er-Râzî’nin (ö. 322/933-34) peygamberlik müessesesini aklî delillere dayanarak savunduğu eseri.
ÂLÛSÎ, Mahmûd ŞükrîÂlûsî ailesinden, tarihçi, edebiyatçı ve Selefiyye’ye bağlı ıslahatçı din âlimi.
ÂMENTÜİslâm dininin iman esaslarını ana hatlarıyla ifade eden terim.
ÂMENTÜ ŞERHİNuman Kurtulmuş’un (ö. 1952) iman esaslarını açıklamak üzere kaleme aldığı akaid kitabı.
AN / 1. BölümBirbirini takip eden süreler arasında varlığı farzedilen zaman sınırı; ardarda gelmesiyle zamanı oluşturan ve bölünmeyen zaman parçası gibi anlamlarda kullanılan felsefe terimi.
A‘RÂFCennetle cehennemi birbirinden ayıran bölgedeki surun yüksek kısmının adı.
ARASÂTKıyamet gününde insanların toplanacağı yerin bir adı.
ARAZCevher ve cismin gelip geçici niteliği anlamına gelen, cevher ve zâtın zıddı olarak kullanılan felsefe, mantık ve kelâm terimi.
ARŞKur’an ve hadiste ilâhî hükümranlık ve taht anlamında kullanılan bir terim.
ÂŞÛRÂÇeşitli din ve mezheplerin önem verdiği, muharremin onuncu günü.
ÂYETAllah’ın varlığına, peygamberlerin doğruluğuna işaret eden delil ve mûcize anlamında, ayrıca Kur’ân-ı Kerîm sûrelerinin belli bölümlerinden her biri için kullanılan bir terim.
AYN / 1. BölümKelâm, felsefe ve tasavvufta değişik anlamlarda kullanılan bir terim.
AYNE’l-YAKĪNGözlem yoluyla elde edilen ve doğruluğu apaçık olan bilgi mânasında bir terim.
AZAPAllah’ı tanımayan veya emirlerine karşı gelenlere dünyada ve âhirette verilen ilâhî ceza.
BAHRÜ’l-KELÂMEbü’l-Muîn en-Nesefî’nin (ö. 508/1114) akaide dair risâlesi.
BA‘SKıyametin kopmasından sonra Allah tarafından ölülerin diriltilmesi hadisesi.
BE’SÖlüm veya felâket gibi korkulu durumlarda iman etmenin geçerli olup olmadığı tartışmalarına konu teşkil eden bir kelâm terimi.
BEYZÂVÎMüfessir, Eş‘arî kelâmcısı ve Şâfiî fakihi.
BEZM-i ELEST / 1. BölümAllah’la yaratılışları sırasında insanlar arasında yapıldığı kabul edilen sözleşme için kullanılan bir tabir.
BURHANDoğruluğunda şüphe bulunmayan ve zaruri bilgi getiren kesin delil; mantıktaki beş sanattan biri.
CEBRÂİLİlâhî emirleri meleklere ve peygamberlere ulaştıran vahiy meleği.
CEDELMeşhur olan veya doğruluğu herkes tarafından kabul edilen önermelere dayanan kıyas; tartışmada rakibi susturma yöntemi anlamında kullanılan mantık, felsefe ve kelâm terimi.
CENÂBÇeşitli terkiplerle birlikte saygı ifadesi olarak kullanılan bir tabir.
CEVÂHİRÜ’l-KELÂMEş‘arî kelâmcılarından Adudüddin el-Îcî’nin (ö. 756/1355) kelâma dair muhtasar eseri.
CİHETVarlık niteliklerinden biri olarak kabul edilen ve Allah’a nisbeti açısından itikadî tartışmalara yol açan bir kavram.
CÜBBÂÎ, Ebû AliBasra Mu‘tezilesi reislerinden, kelâm, tefsir ve fıkıh âlimi.
DELÂİLÜ’n-NÜBÜVVEPeygamberlik müessesesini, özellikle Hz. Muhammed’in peygamberliğini ispatlamak amacıyla yazılan eserlerin ortak adı.
DELÂİLÜ’n-NÜBÜVVEEbû Nuaym el-İsfahânî’nin (ö. 430/1038) Hz. Peygamber’in nübüvvetini mûcizeleriyle ispat etmeyi amaçlayan eseri.
DELÂİLÜ’n-NÜBÜVVEEbû Bekir el-Beyhakī’nin (ö. 458/1066) Hz. Peygamber’in nübüvvetini mûcizeleriyle ispat etmeyi amaçlayan eseri.
DELİL / 1. BölümGerçeğe ulaştıran şey anlamında kelâm ve fıkıhta kullanılan terim.
EBÛ ŞEKÛR es-SÂLİMÎet-Temhîd adlı eseriyle tanınan, Mâverâünnehir bölgesi Mâtürîdî-Hanefî âlimlerinden.
EHL-i BİD‘ATAsr-ı saâdet’ten sonra ortaya çıkmış, şer‘î bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen gruplar anlamında bir tabir.
EHL-i EHVÂİnanç ve davranışlarını beşerî görüş ve arzulara göre oluşturanlar anlamında bir tabir.
EHL-i İSBÂTİlâhî sıfatların varlığını kabul eden kelâmcılar için kullanılan bir tabir.
EHL-i SÜNNETHz. Peygamber ile ashabın dinin temel konularında takip ettikleri yolu benimseyenler anlamında bir tabir.
ERBAÎNKırk sayısı esas alınarak İslâmî konularda yazılan eserlerin ortak adı.
el-ESMÂ ve’s-SIFÂTAhmed b. Hüseyin el-Beyhakī’nin (ö. 458/1066) Allah’ın isim ve sıfatlarına dair eseri.
EŞ‘ARİYYEEbü’l-Hasan el-Eş‘arî (ö. 324/935-36) tarafından kurulan kelâm mektebi.
EYSBazı ilk devir İslâm filozofları ve kelâmcıları tarafından varlık veya var olan nesneler için kullanılan terim.
FAHREDDİN er-RÂZÎKelâm, felsefe, tefsir ve usûl-i fıkıh alanlarına dair çalışmalarıyla tanınan Eş‘arî âlimi.
FÂSIKİlâhî emirlere itaatten ayrılıp âsi olan mümin veya kâfir anlamında kelâm ve fıkıh terimi.
el-FASLİbn Hazm’ın (ö. 456/1064) dinler ve mezheplere dair eseri.
GILMANCennet ehlinin hizmetiyle görevlendirilen gençler anlamında bir Kur’an terimi.
GULÜVKur’an ve Sünnet’e dayalı yaygın İslâm anlayışının sınırlarını aşan inanç ve telakkileri nitelemek için kullanılan bir terim.
HABERDuyularla algılanıp nakledilen söz veya yazının içerdiği bilgi.
HAKKA’l-YAKĪNKesinlik açısından en ileri derecede bulunan doğru bilgi anlamında bir terim.
HALKU’l-KUR’ÂNKur’an’ın yaratılmış olup olmadığı konusundaki tartışmaları ifade eden kelâm terimi.
HAMDELEElhamdülillâh cümlesinin kısaltılmış şekli.
HAREKET / 1. BölümCismin bir mekândan diğer bir mekâna intikalini veya genellikle tabiattaki çeşitli değişmeleri ifade eden kelâm ve felsefe terimi.
el-HASÂİSÜ’l-KÜBRÂSüyûtî’nin (ö. 911/1505) Hz. Peygamber’in mûcizelerine dair rivayetleri bir araya getiren eseri.
HATÂBEZanniyât veya makbûlâttan oluşan aklî delil, mantıktaki beş sanattan biri.
HAVÂTIR / 1. Bölümİnsanın iradesi dışında zihnine gelen veya kalpte hissedilen duygu ve düşünceler anlamında bir terim.
HİDÂYETDünya ve âhiret mutluluğunu sağlayacak yolu gösterme anlamında bir terim.
HURAFE / 2. Bölüm: KELÂMMantıkî temeli olmayan telakki ve uygulamaları, din adına ileri sürülüp benimsenen bâtıl inanç ve davranışları ifade eden bir terim.
HÜCCETBir hükmün doğruluğunu kanıtlamak ve muarıza karşı galip gelmek amacıyla ileri sürülen delil.
İBN AKĪL, Ebü’l-VefâUsul ilimlerine dair çalışmalarıyla tanınan ve Selefiyye içinde akılcılığın kapısını aralayan Hanbelî âlimi.
İBN EBÛ DUÂDAbbâsî Devleti’nde başkadılık yapan ve mihne olayında etkili olan Mu‘tezilî âlim.
İBN FÛREKEbü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin görüşlerini sistemleştiren Eş‘arî âlimi.
İBN KÜLLÂBSünnî kelâm hareketinin doğuşuna zemin hazırlayan âlim.
İ‘CÂZÜ’l-KUR’ÂNKur’ân-ı Kerîm’in erişilmez üstünlüğünü ifade eden terim, bu konuda yazılan eserlerin ortak adı.
İHBÂTİman esaslarına veya ilâhî emirlere aykırı hareket etmenin yapılan iyi amellerin sevabını yok etmesi anlamında bir Kur’an terimi.
İLÂHTapılmaya lâyık görülen yüce varlık.
İLİMAllah’a nisbet edilen sübûtî sıfatlardan biri.
İLME’l-YAKĪNKesinlik açısından ilk basamakta bulunan doğru bilgiyi ifade eden bir tabir.
İRADEAllah’a atfedilen sübûtî sıfatlardan biri.
İSMETÜ’l-ENBİYÂPeygamberlerin günah işlemekten korunmuş olduklarını kanıtlamak amacıyla yazılan eserlerin ortak adı.
İSTİMDADSıkıntılardan kurtulmak için peygamberlerin veya velîlerin ruhaniyetinden yardım istemek anlamında bir terim.
İSTİTÂATİradî fiilleri gerçekleştirmeyi sağlayan yetenek ve güç anlamında bir terim.
İSTİVÂAllah’ın zâtının âlemle münasebetini konu edinen sıfatlardan biri.
KADERAllah’ın nesneleri ve olayları özellikle sorumluluk doğuran beşerî fiilleri, ezelde planlayıp zamanı gelince yaratması anlamında terim.
KALEMUlûhiyyet âleminde bütün nesne ve olayların kaydedilmesini sağlayan araç.
KELÂMAllah’a nisbet edilen sübûtî sıfatlardan biri.
KELÂMİslâm dininin ana ilkelerini konu edinen ilim.
KESBİhtiyarî fiillerin meydana gelişinde kulun etkisini ifade eden terim.
KIDEMAllah’a nisbet edilen selbî sıfatlardan biri.
KIYAMET ALÂMETLERİKozmolojik düzenin bozulmasından önce meydana gelecek olan ve bu sürecin jeolojik zaman ölçüsüyle yaklaştığına işaret eden belirtiler.
KÜMÛNBir cismin diğer bir cisimde veya bir arazın bir cisimde bilkuvve var olması anlamında felsefe ve kelâm terimi.
KÜRSÎNaslarda ilâhî hükümranlığı ifade eden bir terim.
LAFZIYYEKur’an lafızlarının ve bunları okumanın mahlûk olduğunu kabul edenlere verilen ad.
LÂMİŞÎ Semerkant bölgesi Mâtürîdî-Hanefî âlimlerinden.
LEVH-i MAHFÛZBütün nesne ve olaylara ilişkin ilâhî ilim ve takdirin kayıtlı bulunduğu kitap.
MÂTÜRÎDİYYEEbû Hanîfe (ö. 150/767) ve Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) görüşleri etrafında oluşan kelâm mektebi.
MEÂRİCÜ’n-NÜBÜVVEMuîn el-Miskîn’in (ö. 907/1501-1502) Hz. Peygamber’in hayatı ve mûcizelerine dair Farsça eseri.
MUVÂFÂTİlâhî ilimle kulun ölüm anında iman-küfür açısından değişiklik arzeden durumu arasındaki ilişkiyi ifade eden kelâm terimi.
MÜCERREDÜ MAKĀLÂTİbn Fûrek’in (ö. 406/1015) Eş‘arî’nin kelâma dair görüşlerine yer verdiği eseri.
MÜNÂZARA / 1. BölümGerçeğin ortaya çıkarılması için yapılan tartışmaların esaslarını inceleyen bilimin adı.
MÜŞEBBİHEAllah’ı yaratıklara veya yaratıkları Allah’a benzetme sonucunu doğuran inançları benimsemiş gruplara verilen ad.
MÜTEŞÂBİHMâna yönünden birden fazla ihtimal taşıdığı için anlaşılmasında güçlük bulunan lafız veya ifade.
NÜBÜVVET / 1. BölümAllah ile insanlar arasında dünya ve âhiretle ilgili ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla yapılan elçilik görevi.
NÜZÛLHadislerde Allah’a nisbet edilen haberî sıfatlardan biri.
PEYGAMBERAllah’tan vahiy yoluyla aldığı bilgileri ve emirleri tebliğ etmek, muhataplarını hak dine çağırmakla görevlendirilen yüksek vasıflı kimse.
RUH / 1. Bölümİnsanın hayatiyetini sağlayan, idrak edici ve bilici unsuru.
SARFEKur’ân-ı Kerîm’in erişilmez üstünlüğünü kanıtlamayı amaçlayan bir i‘câzü’l-Kur’ân teorisi.
SÜLEYM b. KAYS Şîa’ya dair temel itikadî dayanaklarla ilgili rivayetlerin atfedildiği tâbiîn neslinden Şiî âlimi.
ŞEFAAT / 2. Bölüm: İslâm'da ŞefaatÂhirette peygamberlerin ve kendilerine izin verilen kimselerin müminlerin bağışlanması için Allah katında niyazda bulunmaları anlamında bir terim.
ŞER / 1. BölümAllah’ın emri ve insanın selim fıtratıyla bağdaşmayan kötü ve zararlı şey anlamında bir kelâm terimi.
TAB‘-ı KALBGerçekleri kavrayıp benimseme kabiliyetine sahip kalbin hidayete yönelme yeteneğinin köreltilmesi anlamında bir terim.
TEKÂFÜ’Bütün delillerin eşit olması ve hiçbir görüşün diğerini geçersiz kılmaması anlamında bir cedel terimi.
TEKFİRHz. Muhammed’in vahiy yoluyla alıp insanlara tebliğ ettiği kesin delille sabit olan dinî bir esasın doğruluğunu inkâr edenin kâfirliğine hükmetme anlamında kelâm terimi.
TEŞBİH / 1. BölümZâtı, sıfatları ve mâbud oluşu yönünden Allah ile yaratılmışlar arasında benzerlik kurma anlamında terim.
TEVESSÜLSâlih amelleri veya bazı kişileri vesile edinerek Allah’a yakın olmaya çalışmak, O’ndan dilekte bulunmak anlamında terim.
TE’VİL / 1. BölümNaslarda yer alan bir lafza taşıdığı muhtemel mânalardan birini tercih edip yükleme anlamında terim.
ULÜVİzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, en aşkın olma anlamına gelen Allah’ın sıfatlarından biri.
USÛL-i SELÂSEİslâm inancının üç ana esası ve akaidle kelâm kitaplarının içeriğini oluşturan üç temel bölüm anlamında tabir.
VAHDÂNİYYETŞerikinin olmaması anlamında Allah’a nisbet edilen selbî sıfatlardan biri.
VAHİY / 1. BölümAllah’ın dilediği emir, hüküm ve bilgileri peygamberine bildirmesi anlamında terim.
VECİHZâtı, kendisi veya rızası anlamında Allah’a nisbet edilen haberî sıfatlardan biri.
VÜCÛDAllah’ın zihnin dışında gerçekliğinin bulunduğunu ve yokluğunun düşünülemeyeceğini belirten sıfat.
YEDKudret, mülkiyet, hâkimiyet mânasında Allah’a nisbet edilen zâtî sıfatlardan biri.
ZEBÂNİİnsanları cehenneme sevkeden ve cehennemi yöneten meleklere verilen ad.
ZÜNNARGayri müslimlerin dinî alâmetleri olarak takmakla yükümlü kılındıkları kuşak veya kemer.